26 Aralık 2012 Çarşamba

Dudaklara Dikkat !!!!


Havalar soğudu artık. En az ellerimiz kadar dudaklarımızda kuruyor. Ve yapılmaması gereken şeyi hepimiz yapıp; dudaklarımız kurudukça dilimizle ıslatarak aslında daha da fazla kurumasına sebep oluyoruz. Bu nedenle ben özellikle bu soğuk havalarda dudak nemlendiricilerimi asla yanımdan eksik etmiyorum. O kadar çok lipbalm denedim ki, en memnun kaldıklarımı paylaşmak istedim sizlerle.
                                     
Avene Cold Cream : Kesinlikle çok etkili. Eczaneden almıştım ve anında etkisini göstermeye başlıyor.

OHT Peptide3 : Dudak kuruluğundan ziyade duddakları dolgunlaştırmaya yarıyor. :) Bunu genelde geceleri yatmadan önce sürüyorum. Biraz yakıyor fakat bence işe yarıyaor!!!

Khiel's LIP BALM : Çok memnumun. Hemen etkisini gösteren bir krem. Anında yumuşatıveriyor dudaklarınızı. Dudak parlatıcısı yerine bile kullanabilirsiniz. Dudaklarınızı nemlendirirken parıl parıl yapıyor çünkü.Tadi da harika:)

BURT'S BEES : Ben ballı olanını almıştım. Tadı ve kokusu harika. Dudaklarıma da çok iyi geliyor. Fazla parlatmadığında rujunuzu sürmeden önce bile kullanabilirsiniz.

Ben asla makyaj çantamdan eksik etmiyorum dudak kremlerimi. Özellikle de kışın.... Siz de bu soğuklarda dudaklarınızı ihmal etmeyin olur mu?
                                     

17 Aralık 2012 Pazartesi

Pratik Supangle

                             
                            
Sadece 5 malzeme ile hazırlayabileceğiniz nefis bir tatlı tarifim var bugün sizlere. Home TV'deki programlara benzedi giriş cümlem sanki. :)

Hafta içi tatlı olarak hep en pratik tarifleri seçiyorum mecburen. Aksi halde vakit kalmıyor tatlıya. Bu tarife biz bayıldık. Tek başına supangle yapınca biraz içini bayıyor insanın. Fakat bunun altında keki var. İşte o çok hafifletiyor tadını.  Portakal kabuğunu da supangleye ekleyince lezzetine lezzet kattı.
Malzemeler:
*1 paket Dr. Oetker Supangle
*2,5 su bardağı süt (500 ml.)
*1 paket Dankek Mozaik Kek
*1 adet portakal kabuğunun rendesi
*Üzerini süslemek için hindistancevizi

Yapılışı:
*Öncelikle supanglemizi süt ile devamlı karıştırarak kıvamını alana dek pişirelim.
*Supangleyi ocaktan almadan 4-5 dakika önce portakal kabuğu rendesini ilave edelim.
*Kekimizi birer parmak kalınlığında dilimleyip borcama dizelim.
*Üzerine supanglemizi yayalım ve dışarıda soğumaya bırakalım.
*Hindistan cevizi ile süsleyip buzdolabına kaldıralım.
*Soğuduktan sonra servis edelim.

Ben borcamda yaptım. Fakat siz isterseniz kuplarda da yapabilirsiniz. Sunumu daha şık olur aslında ama dedim ya adı üstünde 'pratik' olduğundan ben borcamı tercih ettim. :)
Afiyet olsun....
                              
                               
                             

5 Aralık 2012 Çarşamba

Pizza (Çok Özel Bir Tarif !!!)

                             
Geçenlerde iş çıkışı pratik olur diye fırından ekmek hamuru aldırıp pizza yapmıştım. Malzemelerini de bol bol özene bezene hazırladım. İlk pizza deneyimim olacaktı. Can'a menüde pizza var müjdesini verdim ve attım tepsiyi fırına. Fakat gelin görün ki o kadar kötü olmuş o kadar kötü olmuştu ki anlatamam. Hamuru sert, üzeri kuru.... Keyfim kaçtı ve birer dilim yedkten sonra bahçedeki köpeklere ayırdığım artık yemeklerin arasına yollayıverdim hemen.

Daha da pizza yapmam diye düşünürken  bir pizza çılgını olan Can ısrarla birdahakine daha iyisini yapacağım konusunda ısrar edince ; bu kez Ece Anne'min tarifiyle yapmaya karar verdim. Onun pizza tarifi meşhurdur.
Aldım defteri önüme ve tarife birebir sadık kalarak yaptım bu kez. Hamurunu da kendim yoğurdum. Üstelik fırından hamur alıp yapmaktan daha kolay geldi bana. Çünkü fırın hamurunu da sıvıyağ ile tekrar yoğuruyorsunuz zaten.

Bu tarifi Ece Anne'lerin yazlıkta yemek kursuna giden bir komşusu vermiş.Profesyonel bir tarif anlıycağnız. :)
                                      
Veeeeee bingoooo....
Ben bile inanamadım ortaya çıkan şaheseri benim yaptığıma. :) İnanın hayatımda yediğim en ama en güzel ev pizzasıydı. Can'dan aldığım iltifatları saymıyorum bile. :) Daha sonra da Başaklara yaptım ikinci kez. Ve koca tepsiyi hep berarber silip süpürdük. :)

Tek tavsiyem siz de tarife birebir sadık kalın lütfen. Yine lafa daldım dimi, hemen tarife geçiyorum :)

Malzemeler:
*1 su bardağı ılık su
*1/2 paket yaş maya
*1/2 çorba kaşığı toz şeker
*1/2 su bardağı sıvı yağ
*Tuz (1 çay kaşığı kadar)
*Un (Yumuşak kıvamlı,ele yapışmayan bir hamur olacak)

Sosu İçin:
*1çorba kaşığı ketçap
*1,5 - 2 çorba kaşığı salça
*Pul biber, kekik, fesleğen (eğer varsa)
*1 çay bardağı kadar su

Üzeri İçin:
*Rendelenmiş kaşar
*Sucuk
*Salam
*Sosis
*Siyah zeytin
*Domates
*Biber
*Ve her ne seviyorsanız onu ekleyebilirsiniz. (Mısır, mantar vs...)

Yapılışı:
*Hamuru hazırlamakla başlayalım. Hamur yoğuracağınız kaba ılık su, şeker ve yaş mayayı koyun ve biraz karıştırın. Unu ve tuzu da ilave edip yumuşak kıvamlı bir hamur elde edin. Nemli bir bez ile örtüp 15-20 dakika mayalanmaya bırakın. (Ortamın ısısına göre mayalanma süresi değişecektir.)
*Hamur mayalanırken biz sosumuzu ve diğre malzemelerimizi hazırlayalım.
*Fırın tepsisinin her tarafını güzelce yağlayıp hamuru yayalım.
*Üzerine sosumuzu ilave edelim.
*Sosun üzerine kaşar peynirini serpiştirelim.
*Diğer bütün malzemeleri de güzelce yerleştirelim.
*İnce ince dilimlediğimiz domatesi ve uzun ince doğradığımız biberleri de ilave edelim.
*2OO derece önceden ısıtılmış fırında altı pişene kadar pişirelim.

Artık haftada bir kez yapılacakmış bu pizzadan. Emir büyük yerden geldi. :)

Not: Bu ölçülerle tam bir fırın tepsisi kadar pizza çıkıyor. Kalabalık bir aileyseniz ölçüyü iki katına çıkararak da yapabilirsiniz ki orjinali öyleydi. Fakat ben yarım ölçü tercih ettim. Malum iki kişiyiz. :)

Afiyet Olsun....
                               





28 Kasım 2012 Çarşamba

Ayşegül Abla'dan Nefis Aşûre Tarifi

                              
                               
Bayılırım aşureye. Fakat bugüne kadar hiç yapmayı denemedim. Çünkü hep yapan birileri oldu ve beni de mahrum bırakmadılar sağolsunlar. :) Bu sene kimse aşure yapmadı diye üzülürken müjdeli haber Ayşegül abladan geldi. Tek kelimeyle harikaydı. Narları bile soyup buzdolabı poşetine koymuş. Daha ne olabilir ki.... Ben de aşurenin lezzetine yaraşır bir sunum hazırlayıverdim hemen. Fotoğraflar benden tarif Ayşegül ablanın kendi kaleminden. Metnin devamını kendisi yazdı.
Buyrun.... :)
************************************************************************************ 
Muharrem ayı gelince herkesi bir aşûre telaşı alır gider. Acaba yiyebilecek miyim, acaba yapan olur mu, komşular getirir mi falan. Eşim ve ben ailelerimizden uzakta yaşadığımız için ve çok da fazla komşumuz olmadığı için o çok sevdiğimiz geleneksel lezzeti bir şekilde yaşamalı ve yaşatmalıydık. Üç sene önce çok sevdiğim bir ablamda tattığım aşurenin tarifini mutlaka öğrenmeliydim. Yoğun ısrarlarım üzerine, ondan o kimseye vermediği aşure tarifini öğrendim, her muharrem ayında yaptım, elimden geldiğince tanıdıklarıma ve sevdiklerime tattırdım ve herkes tarafından gerçekten çok sevildi.
Ezgicim de aşûremi tadarak, bana aşûre tarifimi bloguna koymak istediğini söyleyince çok heyecanlandım. Çok sevdiğim bir şarkıcıyı dinlemeye gitmişim de mikrofonu bana uzatmış ve şarkı söyleyecekmişim gibi hissettim. Ve elbette çok gurur duydum.
Çok uzatmadan tarife geçeyim. Netice itibariyle blog benim blogum değilJ
Aşûre yapmak değil de, aşûrenin ayarını tutturmak zordur. Yüzlerce çeşit aşûre yemişizdir. Kimisi çok cıvık olur, kimisi çok şekerli, kimisi içine alakalı alakasız her türlü malzemeyi katar. Velhasıl kelam ben lezzeti test edilmiş ve onaylanmış aşağıdaki tarifi şiddetle herkese tavsiye ediyorum.
Şimdiden afiyet olsun.
Aşûre Tarifi

Malzemeler
750gr aşûrelik buğday
2 su bardağı nohut
2 su bardağı kuru fasülye
1 çay bardağı pirinç
200gr kuru incir
200gr kuru kayısı
200gr üzüm kurusu
5 su bardağı şeker
1 adet portakal
15 adet karanfil
1 adet kabuk tarçın
1 çay bardağı süt
2 adet elma

Yapılışı
Kuru fasülye ve nohut düdüklü tencerede 30 dakika haşlanır ve dinlenmeye bırakılır.
Aşûrelik buğday 20 dakika haşlanır ve dinlenmeye bırakılır.
1 çay bardağı pirincin içine 4 çay bardağı su konularak kısık ateşte nişasta olana kadar sürekli karıştırarak pişirilir.
Küp şeklinde doğranmış olan kuru incir, kuru kayısı ve üzüm kaynar suyun içine dökülerek 2 dakika kaynatılıp altı kapatılır ve dinlenmeye bırakılır.
Aşûrelik buğdayın dinlendikten sonra yapıştığını göreceksiniz. Bu şekilde içine biraz soğuk su konulur ve açılana kadar yoğurulur. Üstünü geçecek kadar sıcak su, nohut ve kuru fasülye eklenir ve kaynaması beklenir.
Ardından sırasıyla ve yavaş yavaş;
Kayısı, incir ve üzüm
1 tam portakal kabuğu rendesi
Yarım su bardağı portakal suyu
Süt
Karanfil
Kabuk tarçın
Şeker
Küp küp doğranmış elma
Eklenir ve dibi tutmasın diye sürekli karıştırılır. Elmadan sonra üç dakika daha kaynatılarak altı kapatılır ve soğuması beklenir. Üzerinin kabuk bağlamaması için arada bir tencerenin kapağı açılarak karıştırılır. Ilıyana kadar bu işlem devam ettirilir. Tencerenin kapağı kapalı bir şekilde soğuk bir ortamda bir gece bekletilir.
Püf Noktaları
i)                     Tencereniz çok büyük bir tencere olmalı. Aksi takdirde bu ölçüleri tencerenize sığdıramazsınız. Bu konu çok önemli.
ii)                   Aşûre ılıyınca kabuk tarçın içinden çıkartılır; aksi takdirde acı bir tat bırakabilir. Seçmekte güçlük çekmezseniz karanfilleri de içinden çıkartabilirsiniz. Ben karanfilleri içindeyken daha çok seviyorum.
iii)                  Pişirme işlemi sırasında göz kararınca sık sık sıcak su eklemeniz gerekecek. Ayrıca pişirme işlemi bitince aşûreniz eğer akıcı bir kıvamda ise telaşlanmayın. Ertesi sabah malzemelerin şişerek aşûrenizin koyu bir kıvama geldiğini göreceksiniz. Şeker miktarını ise; ertesi sabah tadına baktığınızda damak lezzetinize göre sıcak bir su içinde eriterek eklemek suretiyle ayarlayabilirsiniz. Zira sıcakken tadına baktığınızda şekerliymiş gibi gelebiliyor. Eğer ertesi sabah kontrol ettiğinizde kıvamı çok koyu olduysa içine -maksimum 1 su bardağı olmak üzere- soğuk su ekleyerek dilediğiniz kıvama getirebilirsiniz.
Üzerini süsleme konusu da artık sizin zevkinize ve hayal gücünüze bırakıyorum.
Afiyet olsun....
                                  
                                  
Published with Blogger-droid v2.0.9

27 Kasım 2012 Salı

Pancake (Ballı & Muzlu)

                                 
Pazar günü Can'a kahvaltıda ne istersin diye sorduğumda; ''Pancake istesem yapabilir misin'' dedi. O ister de ben yapmazmıyım hiç. Hemen girdim mutfağa. Önce malzemeleri hazırladım.

Can iki yıl boyunca Chicago'da neredeyse her sabah kahvaltısını pancake ile yapmış. Bu konuda gurme olmuş diyebilirim yani. O nedenle çok titizlenerek hazırladım ben de. Çünkü karşılaştıracağına emindim. Yedikten sonra tek yorumu ''Helal olsun sana aynısını yapmışsın'' demek oldu. :) E şimarmadım desem yalan olur yani. :)

Hemen tarife geçiyorum.
                                 
Malzemeler
*2 adet yumurta
*1 çay bardağı pudra şekeri
*1/2 çay bardağı sıvıyağ
*1 çay bardağı süt
*1 çay kaşığı kabartma tozu
*1 çay kaşığı vanilya
*1 su bardağı un (ben biraz daha fazla kullandım)

Üzeri İçin
*Süzme bal
*Muz
Not: Siz dilediğiniz marmelat, reçel, krema veya meyvelerle de süsleyebirisiniz. Yine bal veya akçaağaç şurubuyla tatlandırmak şartıyla krem şanti ve çilekle de çok yakışacaktır. Tabi bu mevsimde bulabilirseniz :)

Yapılışı
*Yumurta ve pudra şekerini çırpalım.
*Sıvıyağ ve sütü de ekleyip tekrar çırpalım.
*Unu, karatma tozunu ve vanilyayı da ilave edip akıcı bir karışım elde edelim. Kek hamurundan biraz daha akışkan olacak. Un miktarını ona göre ayarlayın.
*Krep tavasını sıvıyağ ile yağlayıp ocağa alalım. Bir kepçe karışımımızdan döküp iki yüzünü de pişirelim.
*Servis tabağına aldığımız pancakelerin üzerine bal gezdirip muz ile süsleyelim ve tekrar bal gezdirelim.
*Dilerseniz önce muzları yerleştirip onun üzerine balı tek bir kez de gezdirebilirsiniz.

Ben hızlı olsun diye biri yuvarlak diğeri kare olan iki pancake tavasıyla birden hazırladım. Böylece iki ayrı şekilli sunum oldu. 
                              
Yanına da sıcacık bir çay veya güzel bir kahve....
                              
Tarifi aynen uygulamanızı şiddetle tavsiye ederim. Çok ama çok güzel bir pancake tarifi oldu. Pazar kahvaltılarımızda başköşeyi alacak gibi görünüyor.
Afiyet olsun....
                               
                               
                              
                              
Published with Blogger-droid v2.0.9

23 Kasım 2012 Cuma

Prensesin Masası-1 :) Yani devamı gelecek anlamında bu biiiiir :)

                                
                                 

Blogumun adı "Prenses Mutfağı" olunca masama da prensesin masası adını verdik. :)
                              
Hiç sevmem öyle alelacele hazırlanmış masalarda yemek yemeyi. Hemen birşeyler atıştırıp yemek vaktini geçiştirmeyi de sevmem. Ben yaşamak için yiyenlerden değil, yemek için yaşayanlardanım sanırım.

Benim için özellikle akşam yemekleri bir keyiftir. O nedenle evde hergün son derece özenerek hazırlarım sofralarımı. Can'ın karnı çok aç olduğunda ''acelesinden olsun bu seferlik de'' diye huysuzlansa da oooo yooooo olmazzzzz. :)

Dün akşam da yeni cicilerimle hazırladım masamı.Fotoğraflayınca bloga da eklemeye karar verdim.

Minik saksıdaki çiçekler English Home.
Melekli mumlarım ise Münih'te el yapımı ürünlerin satıldığı bir mağazada ilk görüşte aşktı kesinlikle.  ''Kız Kıza Münih'' yazımdan Münih macerlarımızı da okuyabilirsiniz. :)
Supla olarak kullandığım servisler de English Home'da 3 ayrı boyunu içeren bir set olarak satılıyor. 8 set alıp supla yaptım ben onları. :)
                               
                               
                                

Menü de:
*Sebzeli ve kremalı makarna
*Acı soslu ve baharatlı julyen doğranmış ızgara
*Şeftali,elma ve armutla yapılmış meyve hoşafı vardı.
                            

Kadehlere gelince; size süper bir önerim var. Dün bir anda aklıma geldi ve neden olmasın ki dedim. Meyve hoşafını şarap kadehlerinde servis ettim. O kadar hoş bir sunum oldu ki. Önce mum ışığında hoşaflarımızı içtik:)) sonra da meycelerini yedik. :) Pek romantikti sormayın. :) Servisleri neden karşılıklı değilde yanyana hazırladığıma gelince; suplaları karşılıklı sığdıramadım da ondan. :)

                                
                                

Sevgiler....

13 Kasım 2012 Salı

Neslihan Abla'nın Ponpon Kurabiyesi

                                                
                             
Hep söylediğim gibi kekte,kurabiyede,börekte,çörekte hep yumuşak ve puf puf olan şeyleri sevmişimdir. Malumunuz kurabiyeler genelde sert olur. Ama bu tarif asla öyle değil. Pasta gibi ve çok lezzetli. Yediğim en lezzetli kurabiye diyebilirim. Hemen tarif istedim Neslihan abladan kiiii o benim için yapım aşamasını bile fotoğraflamış zaten. Hem bu güzel kurabiyeler hem de yazın için tekrar teşekkür ederim. Fazla uzatmadan sizi Neslihan ablanın kendi kaleminden tarifiyle başbaşa bırakıyorum. :)

*************************************************************************************
Bu aralar ikramlık ne yapsam iş arkadaşlarım Pınar ve Ezgi de tatsın istiyorum.  Çoğunlukla fotoğraflamaya erindiğim için sadece tattırmakla yetiniyordum. Ama yaptığım bu kurabiyenin her aşamasını fotoğrafladım. İtiraf etmeliyim ki zor iş.
Bu arada kurabiyenin ismini Ezgi buldu. Deneyecek herkese şimdiden afiyet olsun. Ben de ilk kez denedim ve herkes beğendi. Umarım sizler de beğenirsiniz. J
 Malzemeler;
1 paket margarin ( oda sıcaklığında )
½ paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 su bardağı pudra şekeri
50 gr kakao
1 çay bardağı mısır nişastası
3- 3,5 su bardağı un
Çikolata sosu için:
2 su bardağı süt
1 paket Dr. Outker çikolata sosu
200 gr sütlü çikolata
Üzeri için
Hindistan cevizi
Yapılışı;  Margarin, pudra şekeri, kakao, mısır nişastası, vanilya, kabartma tozu ve un karıştırılarak yumuşak bir hamur elde edilir. Ceviz büyüklüğünde yuvarlaklar yapılarak 200 °C de pişirilir.
                                     
                                               
 Kurabiye pişerken çikolata sosu süt ile pişirilir. Kaynayınca içine çikolata atılarak erimesi sağlanır.     
                                      
 Üzerinin kabuk bağlamaması için arada bir karıştırılarak soğutulur.  Fırından çıkan kurabiye ılıkken , yine ılık olan çikolata sosuna batırılır ve komple çikolata olunca çatalla alınarak hindistan cevizinin dolu olduğu kaba atılır. Alüminyum folyo serilerek kurabiye tek tek dizilir. Buzdolabında soğutularak servis edilir.
                                  



                                                                                          Sonra daaaaa Neslihan ablanın işyerine tatmamız için getirdiği kurabiyelerden 3 tanesi zula edilip eve getirilir veeee dizi keyfine keyif katar. :)
                                 
                                 




9 Kasım 2012 Cuma

Domatesli Pirinç Pilavı

Domatesli pirinç pilavı benim en sevdiklerimden biri. Yapılışı da çok kolay. Normal pilavdan tek farkı kavururken domates ekliyorsunuz.

Malzemeler
2 su bardağı pirinç
3-4 adet rendelenmiş domates (Minik minik de doğrayabilirsiniz)
2 su bardağı sıcak su
2 çorba kaşığı tereyağ
1 çorba kaşığı zeytinyağ
1 diş sarımsak (bıçağın sırtıyla ezilecek)
1 çay kaşığı toz şeker
Tuz
Karabiber

Yapılışı
*Pirinçlerimizi iyice yıkayıp süzüyoruz ve üzerine kaynamış su ve tuz koyup 20 dakika kadar bekletiyoruz.
*Tereyağını eritip sarımsağı yağda biraz çeviriyoruz ve kokusunu verdikten sonra sarımsağı atıyoruz.
*Pirinçlerimizi süzüp tereyağında ortaları şeffaflaşana kadar iyice kavuruyoruz. Tuzu da pirinçleri kavururken ekliyoruz ki pirinçler kırılmasınlar.
*İyice kavurduğumuz pirinçlere zeytinyağını da ekliyoruz. Domatesleri,şekeri ve karabiberi ilave edip suyunu çekene kadar kavurmaya devam ediyoruz.
*Daha sonra sıcak suyumuzu verip, kapağını kapatıyoruz ve kısık ateşte pişiriyoruz.
*Pilavımız göz göz oldktan sonra altını kapatıp üzerine bir havlu veya peçete koyup demlenmeye bırakıyoruz.
*Dereotu veya maydanozla süsleyerek servis ediyoruz.

Not: Ben biraz da Tuzot'un klasik çeşnisinden ekledim. Çok yakışıyor. Tavsiye ederim.
Afiyet Olsun....
                                           

8 Kasım 2012 Perşembe

Ev Yapımı İnegöl Köfte


Bu tarifi internette gezinirken bulmuştum.Çok kolay bir tarif. Tek dikkat edilecek husus bir gün önceden yapılıp ertesi gün yeniyor olması.
Ben yanına domatesli pirinç pilavı yaptım. Fakat inegöl köftenin yanına en çok yaşına şey kesinlikle acı sos bence.
Biz çok seviyoruz inegöl köfteyi. Hep dondurulmuşunu alırdım. Onların içinde de ne olduğu bile belli değil inanın. Mis gibi ev yapımı duruken dondurulmuş inegöl bitti artık.


Malzemeler:
500 gr kıyma
1/2 su bardağı ince çekilmiş ekmek içi
1 tatlı kaşığı tuz
1/4 su bardağı su
1 adet rendelenmiş soğan (ben suyunu elimle biraz sıkıp döktüm)
1 paket karbonat
1 çorba kaşığı limon suyu

Yapılışı
*Kıyma,ekmek içi,tuz ve suyu yaklaşık on dakika yoğurup buzdolabına koyuyoruz. Ve bir gece bekletiyoruz.
*Sabah ise limon suyu ile karbonatı köpürtüp kıymaya ekliyoruz. Rendelenmiş soğanı da ekleyip güzelce yoğuruyoruz. İnegöl köfte şekli verip pişireceğimiz zamana kadar tekrar buzdolabına kaldırıyoruz.
*Yağsız teflon tavada köftelerimizi iyice pişiriyoruz. (Ben tarife sadık kalmayıp tereyağı ekleyip pişirdim fakat bir dahaki sefere yağsız tavada pişiricem. )

Dikkat! :) Köfteleri çok küçük yapmayın. Çünkü pişerken zaten küçülüyorlar.

Not: Ben soğan ve karbonatla limonu köpürtüp eklemeyi ancak işten çıkınca yapabildim ve bir saat kadar bekletebildim buzdolabında. Ve yine de sonuç harikaydı.
Afiyet Olsun....
                       

5 Kasım 2012 Pazartesi

iHorn Ve Stresli Pazartesi!!!!

Yeni haftanın ilk gününde öncelikle hepimize iyi bir hafta diliyorum, her ne kadar ben güne son derece stresli başlamış olsam da....
Sabah sabah yaşlı bir amca beni korkudan öldürecekti neredeyse. Tam yirmi dakika evimin kapısından ayrılmadı. Benim dışkapımın güya fotoğraf çeken, fakat taktırdığımızdan beri hiç çalışmayan saçma sapan dürbünü sayesinde hırıltılarını duyduğum amcayı asla göremedim. Kimo kimoooo diye çırpınışlarıma rağmen sadece hırıltı sesleri duyabildim. Meğer adres arıyormuş amca. Tabi ben bunu ancak 20 dakika sonra Can marketten birini gönderdiğinde anlayabildim. Epeyce gerildim sabah sabah. Tabi her şerde olduğu gibi bunda da var bir hayır, çünkü Can hemen bugün dürbünü değiştireceğine söz verdi. :)
Herneyse..... iHorn'la tanıştırayım sizi şimdi de. :)
                                    
iPhone ve iPod'lar için pek çok dock sistemleri var elbette. Renk renk, model model. En orjinalini paylaşıyorum sizlerle. Boynuz şeklinde olan ve adını da şeklinden alan iHorn'a bayıldım doğrusu. Yazıcı Grup'un yaratıcılığı ile çıkarılan bu ürünü dayımın ofisinde görünce hemen fotoğrafladım.
                                
                                
                                

31 Ekim 2012 Çarşamba

Tost Ekmeğinde Pizza

                                                             

Pek çok sitede tost ekmeğinde pizza tarifine rastlayınca, ayıptır söylemesi kendi tarifimin lezzetinin farkına vardım. Ve de çok sık yaptığım tarifimi yayınlamaya karar verdim. Çok ama çooook lezzetli bir tarif. Bir o kadar da kolay. Can'ın ve benim özellikle pazar günleri favorimizdir.  Tavsiye ederim. :)

Malzemeler:
*9 dilim tost ekmeği

Sosu İçin:
*2 tatlı kaşığı domates salçası
*1 tatlı kaşığı biber salçası
*1 diş ezilmiş sarımsak
*3 çorba kaşığı zeytinyağı
*5-6 çorba kaşığı su (göz kararı da ayarlayabilirsiniz.)
*Kekik, nane, pul biber ,tuz

Üzeri İçin:
*Sucuk
*Dilimlenmiş kaşar
Not: Can sadece sucuk ve kaşarlı sevdiği için ben bu malzemeleri kullanıyorum. Siz isterseniz sosis, salam, zeytin, mısır, domates, biber vs. de kullanabilirsiniz.

Yapılışı:
*Fırın tepsisine yağlı kağıt serip tost ekmeklerini dizelim.
*Sos için gerekli tüm malzemeleri karıştırıp herbir tost ekmeğine birer tatlı kaşığı olacak şekile bıçak yardımıyla sürelim.
*Sucukları dizip son olarak her birinin üzerine birer dilim kaşar peyniri yerleştirelim.
*Önceden ısıtılmış 170-180 derece fırında kaşarlar eriyip hafifçe kızarana kadar pişiriyoruz.

Afiyet olsun....
                                  
                                   

29 Ekim 2012 Pazartesi

Cumhuriyetimizin 89.Yılı Kutlu Olsun !

       

Bir Türk genci olmanın ,Ata'mın izinde yürümenin verdiği gururu böyle özel bir günde yaşamak....  Cumhuriyetimizin 89.yılı kutlu olsun. Birlik beraberlik ve barış içinde daha nice Cumhuriyet Bayramlarına....

                                            

Supangleli Kup

                               

                               

Öncelikle hepinizin Kurban Bayramı'nı tekrar kutluyorum. Bayramın ikinci gününe bir tatlı tarifi yakışır diye düşündüm. Umarım sizler de beğenirsiniz.
Kuplarda sunulan tatlılar hep daha şık ve istah açıcı gelir bana. İnternette gezinirken bu tarif çarptı gözüme ve hemen denemek istedim.Ve pratik bir lezzet olarak blogumda yerini aldı.

Malzemeler:
12 adet eti cici bebe bisküvisi
8 yemek kaşığı süt
1 poşet Dr. Oetker Supangle
500 ml (2,5 su bardağı) süt
25 g margarin
1 poşet Dr. Oetker Orman Meyveli Krem Şanti
1 su bardağı soğuk süt
7-8 tatlı kaşığı fındık kırığı
Rulokat

Hazırlanışı:
4 adet kaseye üçer adet bebe bisküvisi koyup, ikişer yemek kaşığı süt ile ıslatın. 1 poşet supangle’yi 2,5 su bardağı süt ile karıştırarak pişirin. Kaynamaya başladığında margarini ilave edin. Ocağı kısın ve 2-3 dakika daha pişirmeye devam edin. Ocaktan alıp 5-10 dakika soğutun ve yarısını bisküvilerin üzerlerine paylaştırın. Üzerlerine birer tatlı kaşığı fındık kırığı serpin.

1 su bardağı soğuk süt ile krem şantiyi çırpın. Kaselerdeki supanglelerin üzerine paylaştırın. Kalan supangleyi mikser ile 2-3 dakika çırpın ve krem şantilerin üzerine yayın. Buzdolabında soğutup fındık kırığı ve rulokat ile süsleyerek servis yapın.

Not: Eti cici bebe bisküvisi yerine evde olan keki veya farklı bir bisküviyi de kullanabilirsiniz.

Afiyet olsun....